Yunanistan sohbetlerimizin üçüncüsü seyahat yazılarından tanıdığımız, Deniz Çakmakcı ile devam ediyor. Yunanistan hakkında da birçok yazı kaleme almış olan Çakmaklı’nın iyi bir gezgin olduğunu söylemeye gerek yok. Hikayesini onun ağzından dinlemek için, lafı uzatmadan sizi kendisiyle baş başa bırakıyorum. Hepinize keyifli okumalar olsun 😊
Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz? Kimdir Deniz Çakmakcı? Neler yapar?
Bol koşturmalı, her anının keyfini çıkartarak yaşamaya çalıştığım bir hayatım, hepsine büyük bir zevkle yetiştiğim işlerim, bakmaya doyamadığım iki kızım, “olduğu kadar” diyerek yaşadığım sevdiğim bir yaşantım var. Neler yaptığımı tek cümleyle ifade etmek benim için biraz zor 😊
Sosyal medya içerik üreticisiyim. Sosyal medya ve iletişim danışmanlığı hizmeti veren bir ajansım var. Seyahat etmek en büyük zevkim ve bunu işe dönüştüren çok şanlı insanlardanım. Elele dergisine seyahat yazıları yazıyorum. Aynı zamanda Elele Online’da ve başka online mecralarda da life style yazılarım yayınlanıyor.
Ortağı olduğum sADe Arnavutköy adında bir etkinlik mekanım var. Beni heyecanlandıran bir kaç yeni projem daha var, keşke zaman olsa da hepsine yetişebilsem.
Bu dolu dolu zamanın arasında, Yunanistan’ı ziyaret etmekten de keyif aldığınızı biliyorum. Şimdiye kadar nereleri gördünüz?
Yunanistan’a bayılıyorum. Tek sıkıntım diline karşı gerçekten kapalı oluşum. İnanılmaz bir boyutta bu, asla aklımda tutamıyorum, çok ayıp biliyorum ama barışamadık. En son anlamadığım bir yazıyı siz çevirmiştiniz sosyal medya üzerinden yardımıma koşup. Tekrar teşekkür ederim 😊
Yunanistan’a seyahatlerimin hepsinde eşimleydim. Birlikte çok keyifli rotalar yaptık. O bu konuda oldukça iyidir. Halkidiki, Midilli, Atina, Aleksandroupoli’yi merkez alarak, arabayla epeyce dolaştım. Gidip de sevmediğim bölge yok.
Ben teşekkür ederim. Çeviri iz bırakan, felsefi bir şeyleri içeriyormuş demek ki, hatırlıyorsunuz 😊 Peki ülkeye ilk ziyaretinizi ne zaman ve nereye yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Ve bu seyahatten zihninize kazınan ilk hissi tanımlamanızı istesem?..
2013 yılında Halkidiki’ye gittim. Hamileydim ve dinlenmeye çok ihtiyacım vardı. Orası bana o kadar iyi geldi ki, benim için yeri başkadır.
Çok keyifli seyahat yazıları yazıyorsunuz. Yunanistan hakkında da bilgilendirici yazılarınız oldu. Dolayısıyla bu yazılara malzeme ararken de seyahatlerinizde etrafınıza başka bir gözle bakıyor olduğunuzu tahmin ediyorum. Sizce Türk turistler için Yunanistan’ın çekici tarafı ne?
Çok yakın olması müthiş bir avantaj. Bir kere yakınlıktan ötürü giden, daha sonra da çok keyif aldığı için tekrar tekrar gidiyor. Hatta Aleksandroupoli tarafında özellikle yaz aylarında yaşanan Türk turist yoğunluğu bence biraz abartılı düzeyde oluyor. Ama benim için Silivri’deki yazlığımızdan çıktıktan iki saat sonra nefis denizde olabileceğim enfes bir lokasyon. Daha ne olsun?
Peki bir seyahat yazısı yazarken, sizin için öncelik ne oluyor? Ve Yunanistan seyahatlerinizi ve dolayısıyla da yazılarınızı keyifli kılan şey sizce ne?
Yazı yazmayı çok seviyorum. Ve sizin de söylediğiniz gibi seyahatlerimde kafam hep yazıya yönelik çalışıyor. Ben popüler olan yerleri değil de kendi keşiflerimi yazmayı seviyorum. Gittiğim restoranlar, yürüdüğüm yollar, mağazalar, müzeler, oturup keyif yaptığım kafeler veya uzandığım parklar. Bana ne mutluluk verdiyse onları atlamadan not alıyorum, fotoğraf çekiyorum. Yunanistan’ın gece hayatı da meşhur biliyorum ama benim için bir Yunanistan seyahati demek, neresine olursa olsun iyi yemek demek. Mevsim uygunsa çok çok iyi bir deniz demek. Keyif demek.
Tam da yeri gelmişken o zaman… Sizce Yunanistan’ı ziyaret etmenin belli bir zamanı var mı? Olmalı mı? Sizin favori tatil mevsiminiz hangisi?
Yaz tatili ise Türkiye’de okullar kapanmadan önce veya açıldıktan sonraki dönemler en nefis Yunanistan deniz tatili zamanları. Kendi arabanızla gidiyorsanız sınırdan geçmek uzun zamanlar almıyor, rahatça geçiyorsunuz, aşırı kalabalıktan rahatsız olmuyorsunuz.
Şehir merkezine gidilecekse ise bahar ayları favorim. Benim için yürümeyi engellemeyecek kadar bir hava olsun, yeterli. Seyahatte en sevdiğim şey her yere mümkün olduğunca yürümek. Her yeri görmek istiyorum.
Tabii döneme göre değişeceğini biliyorum ama Yunanistan’a seyahat ettiğinizde ne yapmaktan çok keyif alıyorsunuz? Yunanistan tatillerinizde klasik bir gününüz nasıl geçiyor?
Bunu çok tekrar ettin diyeceksiniz ama deniz ürünlerindeki bolluk, yemekler beni kalbimden vuruyor. Zaten güzel yemek benim için başlı başına çok büyük bir mutluluk kaynağı. Eşimle en sevdiğimiz şey birlikte seyahat etmek. Her yere girip, her şeyi tadıp, şezlonglarda uzanıp, yüzüp, bolca gülüp, eğlenip dönüyoruz.
Yunanistan’da bir tatil günü hayal etsem şu an, bu yazıyı yazarken havanın epeyce soğuduğunu düşünerek kendimi denize en yakın şezlongun üstünde, kitaplarımla uzanmış veya o muhteşem denizin içinde hayal ederim. Makri’de plajda geçecek sakin bir günü bir sürü şeye değişmem.
Yunanlarla Türklerin birbirlerine çok benzediklerini sürekli duyuyoruz. Bana sorulsa, bambaşka oldukları birçok şey de sayabilirim. Sizin bir şey söylemeniz gerekirse ne dersiniz? Ve sizce en temel fark ve benzerlik nedir?
Avrupalı soğukluğu yok Yunanlarda. Sıcak kanlı ve güler yüzlü insanlar. Bu denize doğru gittikçe daha da belirginleşiyor. Bu açıdan benziyoruz. Ama ayrıştığımız yönler de çok fazla. Coğrafya yakın sonuçta benzerlik çok normal ama ben de sizin gibi aşırı bir benzerlik kuramıyorum.
Coğrafi yakınlık ve benzerlikten bahsetmişken… Yemekler konusunu da biraz daha detaylandırırsak… Sizi Yunanistan’da en memnun eden sofrada genelde neler oluyor? Bir de diğer açıdan bakıp “Yunan mutfağının Türk mutfağından farklı olan en temel özelliği şudur” diyecek olsanız, o fark sizce nedir?
Yunanistan’a sadece yemek yemeye gidebilirim. Bougatsa bence efsane bir tat. Öğlen saatlerinde ayak üstü birayla “gyros” yemek de öyle. Deniz ürünlerinin her türlüsü ise tartışmasız çok iyi. Yemek isimlerinin, bizim yemeklerimizin sonuna bir ekle önümüze gelmesi gerçekten çok eğlenceli. Kabak-kabaki, salep-salepi, cacık-cacıki… İki ülke mutfağı arasında tatlı bir rekabet var ama ben Yunan mutfağındaki iddiasız sunumları seviyorum. Hiç bir şeyi süslemeye çabalamıyorlar. Çünkü gerçekten lezzetli, bence bunu çok iyi biliyorlar. Biz Türkiye’de şık tabaklar, sunumlar bekliyoruz. Ayrıca euro kuruna rağmen fiyatlar Türkiye’den ucuz kalıyor birçok yerde. Bu da ayrı bir tartışma konusu.
Peki Yunanistan’da bir sonraki durağınız neresi olacak?
Hava müsait olmaya başlar başlamaz Aleksandroupoli-Thassos ziyareti kesin var planlarımda. Sonra da belki bir ada daha olur. Mesela Ios merak ettiğim bir ada…
Son olarak Yunanistan’la ilgili yönelteceğim şu kısa sorulara da sizin cevaplarınızı almak isterim…
- Yunanistan’daki favori şehrim… Atina, özellikle Exarchia bölgesi
- Yunanistan’daki favori adam… Midilli ama kesinlikle merkezi değil Molyvos bölgesi.
- Yunan mutfağındaki favori yemeğim… O “greek salad” nasıl o kadar lezzetli olabiliyor? Ben evde yapınca neden olmuyor?
- Yunanistan’da içtiğim en muhteşem içecek/içki… Ben ouzo’cu değil, rakıcıyım onu kesin belirtmeliyim. Ama frappeler de nefis. Yunanistan içecek konusunda değil yiyecek konusunda daha iddialı bence. Ama Fleur de Lis’te bir kokteyl içmek her zaman çok keyifli.
- Yunanistan’daki en keyifli aktivitem… Yunanistan benim için yanı başımdaki kaçış noktası. Keyifsiz olan hiç bir şey yok. Hep mutlu anılarım var. Ayırt edemiyorum. Mikrolimano’da deniz kenarında bir masada oturmak mesela şu an çok iyi gelebilirdi…
- Bence Yunan kültüründeki en etkileyici şey… Siesta 😊
Bu samimi sohbet için çok çok teşekkür ediyorum ve ilgilenen okurların okumaları için de Yunanistan’la ilgili yazdığınız seyahat yazılarınızın linklerini aşağıya bırakıyorum. Bu söyleşiden sonra okumaya devam edecek herkese şimdiden keyifli okumalar 😊
Instagram @onbesdakika
https://www.elele.com.tr/blog/deniz-cakmakci/avrupali-istanbul-atina
http://haftasonu.com.tr/index.php/gezi/item/3568-tatil-icin-son-cikis-halkidiki.html
https://www.elele.com.tr/blog/deniz-cakmakci/yani-basimizdaki-hazine-aleksandrapoli
https://www.elele.com.tr/blog/deniz-cakmakci/turuncu-bir-orta-cag-siiri-midilli
Yunanistan'dan Notlar 